Jiyan In Paris
Biraz Paris, biraz kintsugi biraz da İnsan Hakları Anıtı.
Bugün erken uyandım. Rotamız Fransa, Paris. Filmlere konu olmuş, Emily In Paris izlerken bile mest olduğumuz o büyülü şehir.
Hasta da değilim, tam hasta olacakken gelen o kırgınlık var vücudumda.
Acelem olmasına rağmen, makyaj yapacağım süreyi saçlarıma verip topladım saçlarımı ve güneş kremi sürüp hazırlandım. Yol 5.30 saat sürecek diyordu flixbus.
Parise daha hazırlıklı giderim diye düşünmüştüm yıllarca. Her gün aynı şekilde topladığım o saç bugün daha bi yakıştı sanki. Keyif aldım aynada bana bakan kızdan. Ama bi şeyler belliydi ya hasta oldu ya olucaktı vücudundaki kırgınlık belirtilerinden.
Kahvemden bir yudum alıp, açtım netflixi “Kimler geldi kimler geçti” dizisini izledim tüm yol boyu. Antwerp’ den Paris’ e giden yolculuk nasıl biter diye düşünürken tek bi şey kaldı aklımda “kintsugi”.
“Bir Dönüşüm Felsefesi: Kintsugi”
Ben de Paris yolcuğumda kintsugi felsefesini düşünmeye vakit ayırdım. Kırılan, bozulan bazı şeyleri ya bu felsefenin de dediği gibi daha değerli ve daha özel hale getirmemiz mümkün ise? Biraz da Japon felsefesi konuşalım, derin felsefe severler ne dersiniz?
İlk durakta mola için dışarı çıkıyorum, son beş dakika çantamı içerde bıraktığımı fark ediyorum. Kulaklığım için çantamı aradığımda çantamın olmadığını fark ediyorum. Allahtan birisi güvenliğe bırakmış çantamı, pasaportum, her şeyim çantadaydı. İlk durakta korku ile koşarken boynumu da incitiyorum tabi aniden.
Ve sonunda Paristeyiz. Ben ayakta duramayacak kadar hasta ve hava beni boğacak kadar sıcak.
İlk durağım : Kona Poke Bowl oluyor.
Ardından biraz dinlenip, nöbetçi eczane bulup ilaçlarımı alıyorum.
Eiffel sana gelmek için çok yol geldim, çok şey yaşadım ve karşı karşıyayız nihayet.
Akşam yemeği yediğim yerde Fransız bi kadınla tanıştım, Sephora ve Galeries Lafayettes’e uğramadan Paris bitmez bir kadın için dedi. Kendisini dinledim tabi.
Akşam yemeği yiyip ilaçlarımı almak için marinated Salmon sipariş ettiğimi zannettim ama füme Salmon geldi, olsun.
Paris’ e yolunuz düşerse Human Right Monument’ i görün mutlaka.
Bisiklet yolu olmamasına rağmen hasta olduğum için elektrikli bisiklet kiraladım ve Paris sokaklarını bir de gece görmek istedim.
Paris, tüm sanat dolu sokaklarından geçtim. Büyülendim. Havan daha temiz ve güzel olsaydı, ben hasta olmasaydım belki daha güzel karşılaşırdık.
Trene binip giderken, Eiffel Tower’ da yerli ve çok yetenekli bir ressamın yağlı boya ile yaptığı o resme bakıp hatırlayacağım seni.
Ne demiş Fransızlar, sahne sokakta. Ve tüm sokaklar sizin. Sahneniz bol olsun.
Je vais y aller, salut.
