Bazen
İnsan bazen koşturmaya bir ara vermek ister. Kafa tatiline ihtiyacım var der. Ve ansızın nefes alması gerektiğini düşünen kişiler senin yerine düşünür en düşünceli tavırlarıyla, birkaç günlüğüne de olsa hayattan çalması, olması gerektiği iş yerinde değil de olması gerektiği şehirde değil de ona iyi gelecek bir yerde olması gerekir bazen.
365 günün verdiği yetkiye dayanarak gelen o gün, havalimanında uçağımın kalkmasını bekliyorum. Hiçbir şey düşünmeden öylesine.
Bazen düşündüğün gibi de ilerlemez her şey. Mucize olur, macera olur bir bakmışsın tanıştığın biriyle yeniden tanışıyorsun, yetmiyor tanışmış gibi yapıyorsun.
Bazen olur öyle beklersin olmaz beklemezsin olur. Olağanüstü gibi bir şey der geçersin.
Mesela tanjant 60’ın değerini sorgularken bir anda çok alakasız bir şeye kahkaha atarsın. Sonra unutursunuz anlatılması gereken en önemli detayları. Anlatsanız yer yerinden oynar diye de değil öylesine aklınıza gelmemiş gibi yaparsınız. Ve inanmazsınız siz bir gün
elinizde sarıbavulunuz partneriniz kırmızı çantasıyla Galatasaray derbisinden çıkmış gibi öylece uçak sırasında beklerken, çok ilginç sorularla karşılaşırsınız. Tanıştığınız kişi sizinle tanışmak için bir kez daha yanınıza yaklaşır. Karşınızdakine kızmanız gereken o anda bile koçero olduğunuzu hatırlayıp sadece gülersiniz.
Oysa karşımızdakine söyleyecek öyle çok şey vardır ki siz susarken avazınız çıktığı kadar bağırmış gibi anlaşırsınız. Siz susarsınız o anlar.
Bir yığın insan kalabalığında yüz ifadelerine bakmak yerine koltuk yerinize koşar adımlarla gidersiniz. Neşteri elinde olan el, kirpikleri ıslanmış bir göz ve gülünce beliren gamze nasıl oluyor da saniyeler sonra dünyanın en iyi tanıdığınız insanına dönüşüyor anlayamazsınız. Tam düşünücem, içerden bir anons geliyor ; kaptan pilotunuz konuşuyor…